18 Nisan 2012 Çarşamba



 tanrım yarebbi yalemin diyerekten başlıyorum yazıma;

  malum insanın blacksheep gibi bir arkadaşı olunca insan 4 dini bile birden hatim etme özelliğine sahip oluyor. kutluyorum onu bize bu özelliği kazandırdığı için.
  kendileriyle bu senenin başında tanıştım kıvrım kıvrım saçlarıyla dost canlısı biri gibi duruyordu. bu "dost canlısı" görünüm 1-2 ay sürdü sürmedi... kendilerinde nefret ettiğim o gün beynimden hiç çıkmaz... sıcak bir ekim günüydü günlerden pazar- 12. sınıf olmanın verdiği hafiften burun kalkıklığıyla daha 5-6 ay önce dershaneden çıkıp koşa koşa eve giden bizler, artık "büyümüş" olamanın verdiği bir öz güvenle hemen eve gitmek yerine bir yerlerde oturup dershanede oluşan kafa şişmesi sendromunun geçmesi için bir yerlere gidiyorduk...  - işte gene böyle bir anda bir yerlere gidelim istedik iki arkadaş-ben ve incebacak- tam olarak olaya nasıl dahil olduklarını hatırlamadığım  blacksheep  ve aurora ile beraber burger king e gittik menüler yendi içecekler içildi. ben ve incebacak, aurora ve  blacksheep  in gitmesini bekliyoruz fakat o da ne kız kalkmak nedir bilmiyor bu biraz sinirlerimi gerdi sonuçta ta en başında incebacak ve ben yalnız olarak gidecektik, ya sabır dedim bekle dedim kalkmasa bile susar zannettim  fakat her şey eline konan kar tanesinin erimemesi için dua eden küçük bir çocuğun içinde bulunduğu durum kadar kötüydü... susmak bilmedi. üstelik konuşulan konular da ailevi meselelere kaymış herkes içini dökmüştü buna bende dahil... o yarım saat kasılmadık kasım, seyirmedik göz hücrem kalmadı... ve bu sıkıntı içerisinde ne yaptım? plastik içecek kaplarının üzerindeki jelatini söktüm belki birisi bu çilemi görür de bu olaya bir son verir diye ama olmadı kimse görmedi beni o masada...
  işte o gün, o ekim günü kendime bir söz verdim; hayır aslında bu bir söz değildi direk yemin ettim ant içtim su içtim ve dedim ki kesinlikle  blacksheep  le karşılıklı asla bir simit dahi yemeyecektim ve şu ana kadarda öyle oldu, bundan sonrada öyle olacak... bu arada o gün  blacksheep  in son sözleri de şudur: "bunu her pazar günü yapalım ya çok güzel moral oluyor" gözlerim karardı... ve telefonumun ziline uyandım ve okula gittim her normal yaşıtım insanın yaptığı gibi fakat yaşıtlarım bir gece öncesinden  blacksheep  in durmak bilmeyen "vaaz, nasihat, saçmalama," üçgeni arasında gidip gelen konuşmasına maruz olmamıştı...
  velhasıl hayat devam ediyor her perşembe, cuma, cumartesi, pazar onunla aynı sınıftayız ve ben bu her 4 günde  yavaş yavaş ölmekteyim... incebacak da,  aurora da öyle özelliklede kelime derslerinde... bunu ayrıca başka bir yazımda dile getirmek dileğiyle hoşçakalın :)

1 yorum:

  1. bi an o karakoyun ben miyim diye düşündüm, Sen giydirdikçe ben üstüme alındım :D ama sonra mantıklı düşününce ben olmadığıma karar verdim, yani ben değilimdir, eminim ya yok yok değilimdir kesin değilimdir, ben olamam.

    YanıtlaSil